Müzik hakkında her şey..
26 Nisan 2013 Cuma
Enstruman Çalmak
Müzik, en katı yürekleri bile yumuşatabilen, en sessiz insanı bile canlandırabilen büyülü bir değnek gibi. Müzik dinlemeye herkesin fırsatı var ama bir müzik aleti çalma şerefine hepimiz nail olamıyoruz maalesef. Belki sizin de yıllardır ilgi duyup, çalamadığınız için hayıflandığınız bir enstrüman vardır. Oysa başlamak sanıldığı kadar zor değil. Bunun için iki şeye ihtiyacınız var: Müziği sevmek ve bol pratik yapmak.
Klasik müzik, pop-rock, blues, caz, alaturka veya halk müziğine ilgi duyuyor olabilirsiniz. Müzik eğitimine her yaşta başlamak mümkün. Bu alanda Türkiye’nin dört bir yanında ders veren yüzlerce kurum var. Birçoğunda farklı disiplinleri bir arada bulabiliyorsunuz.
Her enstrümanın meraklısı var ama tüm yaş gruplarında tüm zamanların en popüleri gitar. Her ne kadar lise yıllarından bir gençlik hevesi gibi görünse de, gerçekte hiç de öyle değil. Yarattığı ses zenginliği, kulağa hoş gelen tonu, yapılabilen müzik türünün fazla olması, taşıma kolaylığı gibi nedenler bunda etkili.
Gitar öğrenmek isteyenlerin hepsi aynı tür müziğe ilgi duymuyor. Klasik gitar, akustik gitar, elektro gitar, bas gitar gibi değişik türlerini çalabilir ya da bu aletlerle çalınan flamenko, rock, blues gibi müzik türlerini deneyebilirsiniz.
Modern Müzik Akademisi İdari Koordinatörü ve Badem grubunun davulcusu Emre Yıldız, kendilerine gelen öğrencilerin genellikle pop, rock, blues, funk, caz gibi müzikleri çalabilmek için gitar dersleri aldığını söylüyor: “Bu derslerde tutuş, penalama tekniği, çeşitli akorlar, diziler ramlar öğretiliyor. Öğrenci hemen bir şarkı çalmaya değil temel teknikleri öğrenmeye yönlendiriliyor. Birkaç hafta sonra basit blues yürüyüşlerini (12 ölçü üzerine dönen bir stil) çalabiliyorlar.”
Sadece gitar için değil, tüm enstrümanlar için solfej öğrenmek işin temeli. Önce solfej öğreneceksiniz, sonra okulunuzun uyguladığı metotlarla, çalma tekniklerini öğreneceksiniz. Her okul kendine göre farklı bir gitar metodu kullanabiliyor. Örneğin elektro gitarda, kişiye de bağlı olarak genellikle 6 - 6.5 ayda bir solo parçayı çalar hale geliniyor. Yeni başlayanlara, genelde çok pahalı olmayan bir başlangıç gitarı almaları öneriliyor.
Yapacağınız müziği çok tanımadan rastgele bir enstrüman almayın. Bazı kurslar piyano gibi çok yer işgal eden ve pahalı bir enstrümanı almadan önce okulda bunu deneyip piyano çalmayı gerçekten sevip sevmeyeceğinize karar vermenizi öneriyor.
YETENEK ŞART MI PEKİ
Müzik eğitim merkezlerinde piyano, keman, çello, flüt, davul, bağlama, klarnet, saksofon çalabilir, ritim atölyesinden Latin perküsyona, ses eğitiminden müzik prodüksiyonuna kadar müziğin her alanında eğitim alabilirsiniz.
Ama ilginin dışında bir de neye yeteneğiniz olduğu konusu var. Yetenek şart mı sorusuna okullar farklı cevaplar veriyor. Bazıları yetenek olmazsa hiçbir şeyin olamayacağını söylerken, bazıları profesyonel müzisyen olmayacaksanız bunun o kadar da önemli olmadığını savunuyor.
Kendinize okul seçerken buna da dikkat edin. Müzik kulağınız var mı, ritmik algınız açık mı bunlara bakıyorlar. Belki klasik eğitim veren bir okulu seçeceksiniz, bu durumda okulun sizi yeteneğinize ve yaşınıza göre istediğinizden başka bir enstrümana yönlendirmesi söz konusu olabilir.
ENSTRÜMAN SEÇERKEN
Özel Duygu Dalgıç Müzik Merkezi’nin sahibi, bağlama sanatçısı ve aranjör Zafer Dalgıç, kendilerine gelen öğrencilere enstrüman seçerken yaş, vücut ve el yapısı gibi özelliklere baktıklarını söylüyor: “Yedi yaşında bir çocuk yan flüt çalamaz, çünkü nefes yapısı uymaz. Bu yüzden ben bütün çocukların piyano ile başlamasını istiyorum. Piyano sol ve fa anahtarı öğretiyor. Bir de müzik kulağı var. Bazen kişi çok az duyar ama ritmik anlayışı çok yüksektir. Örneğin az duyuyorsa ve siz onu kemana yönlendirirseniz pek bir şey alamaz. Ya da bazen gitar için geleni bağlamaya yönlendirdiğimiz oluyor. Bir kişinin istediği enstrümanı çalmadan önce yeteneğini ölçmesi lazım.”
Ancak hevesinizi de hemen kırmayın. Birçok okul, önemli olanın sizin isteğiniz olduğunu, müziği seviyorsanız daha çok çalışarak sınırlarınızın en iyisine ulaşabileceğinizi söylüyor. Burada neyi ne kadar öğrenmek istediğiniz konusunda seçim size kalıyor.
GRUPLA MI BİREYSEL Mİ?
Birçok okulda grup dersleri de bireysel dersler de alabilirsiniz. Bazı okullar grup derslerinde sistemli çalışma gerçekleşemediğini ve aynı grup içinde seviye farkları nedeniyle her öğrencinin aynı biçimde faydalanamadığını söylüyor.
Birçok enstrümanda, ortalama bir öğrenci, 6-8 aylık kurslar sonunda bir enstrümanı yine “ortalama” olarak çalar hale gelebiliyor. Bazı okullar hiç bir enstrümana başlamamış birine önce piyano dersi ve perküsyon atölyesi veriyor. MİM Sanat Merkezi Kurucusu Olga Gülerci piyanoya başlayan öğrencinin ritim kulağının geliştiğini söylüyor. Bu merkezde bu yıl saksofon kursuna ilgi artmış: “Çok uzun bir dönem nefesli çalgılarda sadece yan flüte özenilirdi. Laço Tayfa popüler olduğundan beri klarnet için de istek var. Şimdi caz fusion, partilerde dinlenen müzikler ve yeni new age parçalarda görülen saksofon ağırlığı çok etkili. Saksofon nefesliler içinde zor görünen bir enstrüman. Nefesi tutumlu harcamalısınız. Ama üç ayda temeli alan da var, zaman ayıramadığından 6-7 ayda öğrenen de.”
KİŞİSEL GELİŞİM VE MÜZİK
Müziği kişisel gelişimin “terapi” kısmında kullanan merkezler de var. Rebab, kopuz, ney gibi enstrümanları yoga ve meditasyonun yan unsuru olarak çalabilirsiniz. Kökeni Uygurlar’a dayanan rebaba ilgi son dönemde çok artmış. Neye duyulan merak da uzun süredir devam ediyor. Fiyatlar alacağınız ders saati ve enstrümana göre farklılık gösteriyor. Aylık 80-200 TL gibi bir aralıkta müzik dersleri alabilirsiniz.
GÜZEL ŞARKI SÖYLEMEK İÇİN
Müzikle ilgilenmenin tek yolu bir enstrüman çalmak değil. Şarkı söyleyerek de müzik yapabilirsiniz. Vokal dersi alanlar ilk haftalarda nefes alma şekillerini, diyaframı kullanmayı ve seçtikleri türe göre şarkılar söylemeyi öğreniyorlar. Bazı okullar bunu karaoke düzeneği ile yapıyor. Öğrenciler öğrendikleri teknikleri şarkı söylerken uyguluyorlar. Böylece hem teori bilgisi alıp hem de uygulama yapıyorlar. Eğer ses eğitimi alacaksanız sesinize özen göstermeyi de öğrenmelisiniz. Herkes hoşlandığı müzik tarzını dinleyip onu seslendirmek ister, ama işin uzmanları bunun yerine, farklı tarzları da dinlemek gerektiğini söylüyor. Bir rock dinleyicisi, cazdan da beslenebilir.
Konservatuar Sınavları Hakkında
Geçen yıl yine aynı sayfadan ''konservatuar sınavlarına hazırlananlara'' adlı yazım büyük ilgi gördü. Bu anlamda ne kadar eksik olduğumuzu bir kere daha fark ettim. Tekrar sınav zamanın gelmesi nedeniyle, aynı yoğunluk tekrar baş gösterdi. Genelde sorulan soruları, bu yazıda toplayarak, cevaplamaya çalışacağım. En azından ulaşamayan öğrenci adayların, kafasında soru işaretleri kalmamış olur. Peki nedir sıkça sorulan bu sorular. Genelleme yaparak şöyle bir göz atalım.
''Hangi tiratları seçmeliyim? ''
En çok gelen soru . (geçen yazımda da belirtmiştim ama hala sorular geliyor) '' tirat önerir misiniz’’ Tepeden inme tirat verilmez. Üstelik verilen tirat başlı başına da çalışılmaz. Tiradın geçtiği oyun bulunup tamamı okunmalıdır. Yazar hakkında bilgi edinilmelidir. Karakter tahlili, analizler gerçekleştirilmelidir. Kitap edinilmezse gerçek bir karakter oturtulmuş sayılmaz. Jüri tarafından, oyunda geçen kahramanın en yakın arkadaşı gibi şeyler sorulabilir. Konuya ne kadar hakim olduğunuz önemli. Geçen yazımda klasik seçmeyin dedim ama, bazı okullar özellikle klasik istiyor. O yüzden klasik yazdım diye klasikten vazgeçmeyin. Aslolan yorumdur, oyunculuktur. Geçen yazımda söylediğimi yeniliyorum, Şive içerikli oyunlardan kaçınınız. Bıçak üstü yorumlardır. Kaçırdığınız taktirde kötü sonuçlar doğurur. Bazı okulların verdiği zorunlu parçalar var, öğrenci adayı okul sitesinden takip etmelidir.
''Hangi okula gitmeliyim? ''
Öncelikle sınav sonucunuzdaki puan yeterli olmalı. En düşük ham puan 160. 185, en üst taban 200/215. (Okullara göre değişiyor) Puan tuttuktan sonra yaş sınırı olup olmadığına dikkat edilmelidir. Okulun oyuncu kontenjanı göz önüne alınmalıdır. Girilecek sınavlarda sınav tarihlerinin çakışmamasına dikkat edilmelidir. Birden fazla yer denenmelidir. Size hitap eden okul, hangisiyse o seçilmeli. Tüm okullardaki kalite aynı olduğu söylenemez. Bu tamamen kişisel bir seçimdir, kesinlikle bir öneri yapılamaz.
'' Nasıl çalışmalıyım? ''
Sınavlara kesinlikle kurs eğitimi alarak çalışmalısınız. Altını çizerek söylüyorum. Bir oyuncu adayı eğer kendi başına çalışırsa hatalarını göremez, ne olursa olsun kurs eğitimi şart. Her kurs niteliklimi… hayır. Türkiye’de zaten bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar kaliteli kurs sayısı var. Bunlar araştırılarak bulunabilir. Diğer taraftan, önüne gelen kurs açmış durumda. Bu tür pislik yuvalarında oyuncu adayının, hevesi kaçabilir. Aman dikkat! Gideceğiniz kurs araştırılmalı, yeri görülmeli, eğitmenler soruşturmalıdır.
Yıllar yılı milli eğitim bakanlığının bu tür yuvalarının araştırılarak bulması gerekir diye bas bas bağırdık. Ne ses çıktı ne seda. Devamlı tiyatro gruplarına kurs verilir diye haberler düşmekte. Gördüğüm yerde bunun tartışmasını yapmaktayız. İki oyunda oynayıp, üçüncü oyunda eğitmenlik kimliğine bürünen nice insanlar tanıdım. Bir mekan sahibi olmanız, yönetmen,oyuncu, eğitmen kimliği kazandırmaz. Ara sokaklarda bar üstü açılan yerler bir erişkin olarak, ne kadar ciddi yapıp yapmadığını anlamanızı sağlar. Bu işler çocuk oyuncağı değil, bir öğrenci adayının hevesini kırmak, olumsuz bir hava bırakmak, yeni başlayanlar için çok kötü bir etki yaratır, kısacası soğutur. Üstelik bir yılını heba eder. (Bilinçsiz açılan, sadece para kazanma amacı güden kurslara sitemimdir.)
Eğer kursa gitme şansım yok diyenlerdenseniz, ( ki ciddi bir çoğunluk bu şanstan mahrum durumda) evde çalışacaksınız. Başka alternatifiniz yok. Ayna karşısında çalışarak mimik ve jestlerinizi görebilirsiniz. Diksiyonunuza dikkat etmelisiniz. Bol bol kitap okumalı, araştırmacı bir kimliğe sahip olmalısınız. Tirat ne olursa olsun, oyunculuğunuzdur onu ortaya koyan. Klasik yada çağdaş takıntınız olmamalı.
''Sınavda ne yapmalıyım? ''
İşte en sıkıntılı bölüm, sınavda ne yapmalıyım. Tam bir yıl boyunca hazırlanıp, öss de ter döktükten sonra barajı geçip buralara kadar geliyorsunuz. tirat,şiir,öyküde hazır. Ve Kapıda adınız okunuyor. Yavaş adımlarla içeri giriyorsunuz. Kesinlikle rahat olmanızı öneriyorum. Ne olursa olsun, jüri karşısında heyecanlanmamanız gerekiyor. Aşırı heyecan hem unutkanlığa, hem sahnede bocalamaya neden olur. İçinizden geldiği gibi rahat bir oyunculuk sergileyin. Unuttuğunuz zaman doğaçlama yapın. Kesip yeniden izin istemeyin. Unutsanız dahi, emin olun jüri anlayışla karşılayacaktır. Sınav öncesi böyle bir şeyi düşünmeyin. ‘‘ her şey iyide, ya sahnede unutursam ’’ gibi düşüncelerle kafanızı meşgul etmeyin.
Sınav öncesi, yemek yemeyin…
En az 2 saat önceden karnınızı doyurun.
Bir okulda sınavda kullanmak için, bazı arkadaşlar ütü, ütü masası gibi bazı gereçler getirdiğine şahit oldum. Bu tür şeyler hem zaman kaybettirir, hem de jürinin tepkisine neden olabilir. Sade bir şekilde sınava girin.
''Yardımcı kitaplar? ''
1.M.E.B. yayınları [ Alıştırmalı diksiyon sanatı] Yazar : Nüzhet ŞENBAY
2. M.E.B. yayınları [Diksiyon alıştırmaları] Yazar : Murat ATAK (daha detaylı)
3. Cezmi Koca’nın yazmış olduğu '' Konservatuar sınavlarına hazırlık'' adlı kitap... Adından da anlaşılabileceği üzere sınava girmeden önce neler yapılması gerektiğini,konservatuarı olan okullar,özel okullar, özel kurslar,içeriği,şartları,nelere dikkat edilmesi gerektiği, konservatuara hazırlanırken tiratların nasıl olması gerektiği,nelere dikkat edilmesi gerektiği ve dünya yazarlarından tirat örnekleriyle ilgili (erkek ve kadın olarak ayrılmış şekilde) geniş bir bilgi veriyor.
İlk defa sınava girecekler için özellikle tavsiye ettiğim kitabin çok fazla faydasını göreceklerdir. Tiyatrocu olmalı mıyım, olmamalı mıyım? Yada neden olmalıyım gibi bir çok soruya cevap verebilecek en güzel kitaplardan birisi..
4. Özdemir Nutku'nun yazdığı tiyatro tarihi 1ve 2 yi muhakkak alınması gereken bir kitap.
5. Yılmaz Arıkan'in yazmış olduğu ''Tiyatro eğitimi'' adli kitabı alıp okuyun. Dünya yazarları,ustalar,monologlar,düşünce sanatları,başlattığı akımlar,öncü olduğu konular içeriyor. Tiyatro alanında çok önemli konulara değinmiş bu kitabı almanızda fayda var.
6. En önemli yardımcı kaynak T. Yılmaz öğüt eseri olan 100 monolog serisi. (toplam 4 kitap) Hem oyunla ilgili kısa özetler, hem de karakterler hakkında küçük bilgiler içeriyor. Özellikle tirat arayan öğrenci adayları için bulunmaz fırsat.
8. Ha unutmadan… Stanislavski ''Bir aktör hazırlanıyor''…
Sınava girecek adaylara başarılar…
İhsan Ata
Ünlülerin Ses Oktavları
iki ses arasındaki sekiz notalık ses dizisine denir. do-re-mi-fa-sol-la-si-do bir oktavdır. hangi nota ile başlarsanız onun bir incesi/kalını ile bitersiniz ve bir oktav elde edersiniz.
en yüksek değeri (insanın sahip olabileceği) kimisine göre 8, kimisine göre 7, kimisine göre de 5 olan ses dizisidir aynı zamanda.
eğer en yüksek oktav değeri 8 ise sıralama şu şekildedir :
1. oktav : erkeklerin bu dizideki sesleri çıkarması mümkündür. en ünlü 1. oktav temsilcisi ;barry white
2. oktav : birçok erkek sesi bu kategoridedir. mariah carey bu oktav aralığının nadide bayan temsilcilerinden biridir.
3. oktav : birçok ses bu kategoridedir. özellikle erkek sesleri bu kategoriye uygundur. bayanlardan yine nadir olarak bu dizideki sesleri çıkartabilen insanlar vardır.
4. oktav : ara oktavdır. en çok rastlanan ses dizilerini barındırır. erkek sesleri için ilk sınır noktasıdır. bu sınıra erişebilen erkek sayısı azdır.
5. oktav : birçok bayan sesi bu kategoridedir. erkek sesleri için ikinci sınır noktasıdır. bu sınıra erişebilen erkek sayısı yok denecek kadar azdır.
6. oktav : sopranoların çıkartabildiği ses dizisidir. christina aguilera ve yine mariah carey bu dizideki sesleri rahatlıkla çıkartabilir.
7. oktav : bir kişinin çıkartabileceği en nadir ses dizisidir. pavarotti ve mariah carey (yine ve yine) bu dizideki sesleri rahatlıkla çıkartabilir.
8. oktav : insan sesinin ulaşamayacağı ses dizisi olarak adlandırılır. ancak yine de mariah carey'nin emotions isimli parçasında bu ses dizisinin sınırlarına ulaştığı iddia edilir.
Ünlülerin ses grupları ve oktavları
Christina Aguilera: 3 oktav 6 ses/ Ses grubu:Spinto soprano
Amy Lee: 2 oktav 2 ses / Ses grubu:Mezzo soprano
Satoko Tanaka: 4 oktav /Ses grubu:Koleratur soprano (japon ünlü soprano)
Luciano Pavarotti :4 oktav/Ses grubu:Tenor (Yüksek C'nin kralı)
Diana Damrau :3.5 oktav/Ses grubu:Lirik koleratur soprano
Georgia Brown:8 oktav/Yüksek koleratur soprano (guinness rekorlar kitabına göre dünyanın en geniş ses aralığı)
Tim Storms:6 oktav/Tenor(guinness rekorlar kitabına göre dünyanın en geniş 2.ses aralığı)
Freddie Mercury:Yaklaşık 4 oktav(falsetto dahil) /Konuşurken bariton ancak şarkı söylerken tenor.
Lady Gaga:Kontralto(En kalın.Erkeğe en yakın kadın sesi)
Şebnem Ferah 2.5 oktav/Ses grubu:alto/mezzo soprano
Sertab Erener:3 oktav/Ses grubu:koleratur soprano
Ferhat Göçer:Baritona yakın tenor.
Cem Adrian:5 oktav/ses grubu:Bas,bariton,tenor,alto,soprano,koleratur soprano (Bütün ses gruplarındaki sesleri çıkarabiliyor)
Mariah Carrey:7 Oktav/ses grubu:koleratur soprano
Şimdilik bu kadar güncellenecektir.
Kaynak:Official siteler,Fan klupler,ses üzerine kurulmuş forumlar,müzik öğretmenleri vb.
Baget Hakkında
Günümüzdeki bir çok firma ağaç olarak Amerikan cevizi, Japon ya da Amerikan meşesi kullanmaktadır. Bu ağaçlar ormandan özenle seçilir (üzerinde budak olmamasına dikkat edilir) ve çıtalar halinde kabaca kesilir. Daha sonra nemden arındırılmak için 2-3 hafta boyunca fırınlarda bekletilir, çünkü nemli bir baget ileride kendiliğinden yamulur ve çürümeye yüz tutar. Ocaktan çıkan bagetler özel torna makinelerinde soğuk su altında istenilen ölçülerde kesilir ve uçları özel olarak şekillendirilir. Daha sonra özel kutularda verniği atılır. Bu işlemden sonra bagetler silindirler üzerinden düzlük testinden geçerler ve düz olmayanlar atılırlar. Ardından hassas terazilerde ağırılıkları aynı olanlar birer çift haline getirilir, aynı zamanda vic firth bu noktada bagetlerin ürettiği ses perdesini de ölçerek çiftler haline sokmaktadır. Gruplanan bagetlere lazerle markaların damgaları basılır ve kılıflarına sokulur ve artık elimizde yer etmeye hazırdırlar!..
Bagetlerin ağaçları fiyatlarının ve ağırlıklarının belirlenmesinde çok önemli bir ölçüttür, bir müzik markette bulacağınız yerli bagetler, genelde kavak ağacından yapılmış ucuz, hafif ve dayanıksız bagetlerdir. Ancak ithal markaların kullandıkları ceviz (hickory), meşe(oak) ve benzeri ağaçlar (maple, vs.) bageti daha ağır, dayanıklı, dolayısı ile uzun ömürlü yaparlar.
Şaft: bagetin en uzun kısmıdır. Ağırlık, çap ve uzunluğu bagetin konforunu, kontrolünü, dayanıklılığını ve dinamiğini belirler.
Uç: Bagetin ucunun şekli, boyutu, ve materyali çıkan sesi ve hissiyatı etkiler.
-Uç materyali: -Ağaç: Koyu, sıcak bir ton üretir.
-Naylon: Parlak, temiz bir ton üretir.
-Bagetin ölçüleri: Jazz, latin için : 7A, 5A, 8D
Rock, pop için: 5B
Hard rock, metal için: 2B
-Uç şekli: -Gözyaşı(tear drop): Koyu, zengin bir zil sesi
-Bidon(barrel): Kapsamlı, stüdyo için ideal
-Küçük küresel uç: Parlak ince zil sesi
-Büyük küresel uç: Kalın (fatter) bir ses
-Naylon uç: En parlak ses ve en dayanıklı uç
Klasik Müziğin Mucizesi
Klasik müzik, matematiksel düşünceyi güçlendiriyor, öğrenme fonksiyonuna yardımcı oluyor ve kişiyi sakinleştiriyor.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erol Belgin, sesteki özel matematiksel düzenlemenin beyindeki alfa dalgalarını uyararak kişiyi sakinleştirdiğini ve gevşettiğini bildirdi.
Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müdürü de olan Belgin, müzik ve beyin arasında sıkı bir ilişki bulunduğunu belirterek, klasik batı ve Türk müziğinin insan beyni üzerinde olumlu etkileri olduğunu söyledi.
Bilim adamlarınca, anne karnındaki bebeğin klasik müzik dinleyince yumuşak hareketler yaptığının, rock türü müzikler dinleyince ise tekmelerin şiddetinin arttığının dile getirildiğini ifade eden Belgin, "Bilim adamlarına göre, alçak frekanslı tonların fazlaca bulunduğu rock müzik, kişiyi mekanik olarak hareketlendirir ancak, mental ve fiziksel enerjiyi deşarj eder" dedi.
Nitelikli müziğin, beynin işitme yani müzikle ilgili bölümü olan sağ temporal lobunu ve "uzaysal algı"yı güçlendirdiğini anlatan Belgin, "Nitelikli müzik hafızaya sinirle ilgili yeni bağlantılar kazandırır" diye konuştu.
Müzik ve matematiksel düşünce
Klasik müziğin matematiksel düşünceyi güçlendirdiğini ve öğrenme fonksiyonuna yardımcı olduğunu belirten Belgin, şunları söyledi: "Sesteki özel matematiksel düzenleme beyindeki alfa dalgalarını uyararak kişiyi sakinleştirir ve gevşetir. Bu durum, öğrenme kapasitesini artırır. Müzik ayrıca, beynin doğal bir kimyasalı olan ve salgılanması halinde rahatlık, güzel duygular ve heyecan veren endorfin salgısını artırır. Endorfinin salgılanması, ağrıyı ve stresi azaltır, yaşlanma sürecini yavaşlatır."
Hoş melodilerin beyni yiyecek ve seksten daha üst düzeyde uyardığını bildiren Belgin, "Şarkı söylemek beynin duşudur, hayatın gerçek tadıdır. Nasıl söylediğiniz önemli değil" diye konuştu.
Hangi yaşta olursa olun enstrüman çalın
Hangi yaşta olursa olsun enstrüman çalınmasının da işitme ve konuşmayla ilgili temporal lobları önemli ölçüde geliştirdiğini, işitme ve lisanla ilgili yetileri güçlendirdiğini ifade eden Belgin, "Enstrüman çalarken beyin kabuğunda fizyolojik değişiklikler, çok sayıda aktivite göze çarpar. Enstrüman dersi alan okul öncesi çocuklardaki uzaysal algının bu eğitimi almayanlardan yüzde 34 daha fazla olduğu görülmüştür" dedi. Belgin, okul öncesi çocuklarda müzik eğitiminin ise uzaysal algıyı yüzde 36 oranında artırdığına işaret etti.
13 Nisan 2013 Cumartesi
Bateriye Başlamak
Bateri dersi almaya yeni başlayanlar sürekli egzersiz yaparak ritim kulağı oluşturmalıdır. Ritim kulağı bir kişide çok iyi değilse de geliştirilebilir fakat mutlaka olması gerekir. Bagetle çalışma yaparak, sürekli müzik dinleyerek ve enstrümanları müziğin içinde ayırt edilmeye çalışarak kulağınızı eğitirsiniz. Başlangıçta ritmi hiç kaçırmadan düz vuruşlar yapmaya çalışmalısınız. Ritim duygusunun zayıf olduğunu düşünen bir kişi metronom yardımıyla kendini geliştirebilir.
İlk aşamada tam bateri takımıyla ya da davul kullanarak çalışmaya başlamak gerekli değildir, özellikle de evde çalışıyorsanız. Yastıklara bagetle vurarak egzersiz çalışabilirsiniz. Çalışma Pad’i alarak belli baget tutuşlarını öğrenerek çeşitli egzersizler yapılabilir. Bu egzersizler stick kontrol egzersizleridir. Yapılan egzersizler ellerin beyinle koordinasyonunu geliştirir.
Bateri çalabilmek için ders almak ve düzenli bir şekilde sıkı bir programda çalışmak gerekir. İlerleme sağlamak için düzenli çalışmak şarttır. Günde asgari bir saat zaman ayırmak gerekir. Eğer virtüözlük seviyesine gelebilmek için bu sınırın çok daha üzerinde günde 5-6 saat ve hatta üzerinde çalışma yapmak gerekir. Bu çalışmalar aşamalı bir şekilde adım adım yürür. Birdenbire bir ritmi ve tüm varyasyonlarını çalabilmenin mümkünü yoktur.
Bagetleri doğru tutmak ve çalarken hakim olabilmek gereklidir. Bagetlerin farklı ağırlık noktaları vardır. Bagetleri çok uçtan tutmamak gerekir. Başlangıçta, daha kolay olması açısından Fransız timpani tekniğiyle el ayası aşağı doğru tutularak başlanır.
İlk olarak egzersizlere 4’lük, 8’lik, 16’lıklarla başlanır. Sağ eller daima güçlüdür ancak aynı anda çalışılarak sol ele de güç kazandırılır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)